13 Haziran 2012 Çarşamba

Beyond: Two Souls


Artık o günler (umarım) geride kaldığı için bahsetmekte sakınca görmüyorum. Hayal gücü her zaman sınırları zorlayan bir kız olarak hayatımın büyük bir çoğunluğunda bir hayaletle beraber yaşadığımı düşündüm. Hayalet, koruyucu melek veya geçmiş bir hayattan bir anı... Bilmiyorum. Hiçbir zaman tam olarak adını koyamadım. Büyüdükçe geleceğe dair bir işaretmiş gibi kabul ettim. Bir gün tanışacağım biriydi belki de o. Ama sonunda hayatıma devam edebilmek adına büyük ölçüde onu hayatımdan çıkarabildim. Arada sırada hayat beni çok yorup köşeye sıkıştırdığı zaman yeniden ortaya çıkması tehlikesi doğuyor ama sanırım iyi idare ediyorum.
Tabii benimki zihnimin ürettiği bir savunma mekanizmasından başka bir şey değil. En azından öyle sanıyorum. Hala onun hakkında açıklayamadığım bazı şeyler var ama küçüklüğüm her geçen gün daha da bulanıklaşırken, asla objektif olarak açıklığa kavuşturamayacağım şeyleri kurcalamak yerine kesip atmayı tercih ettim. Bu kararı vereli birkaç yıl oluyor.
Beyond: Two Souls'u gördüğümde yaşadığım duygular tarif edilemezdi doğal olarak. Kendini bildi bileli bir varlıkla beraber yaşayan Jodie Holmes'un hikayesini anlatıyor Beyond: Two Souls. Jodie ona Aiden/Iden (daha yazılışı kesin değil) diyor. Oyunun ayrıntıları çok net değil. Ama oyunda hükümet Jodie'nin peşinde ve biz de Jodie ile Aiden'ı kontrol ederek onlardan kaçmaya çalışıyoruz. Oyunda Jodie'nin bu duruma nasıl geldiğini 15 yıllık süreci oynayarak öğrenecekmişiz. Aynı zamanda Aiden'ı da kontrol edebiliyor olmamız çok hoşuma gitti. İnsanların bedenlerini ele geçirebiliyor, her zaman olmasa da fiziksel objelerle temas kurabiliyor ve mesela Jodie'nin içinde uyuduğu trenin camından dışarı uçup dışarda neler olup bittiğini kontrol edebiliyoruz.
Beyond: Two Souls, Heavy Rain'in yapımcıları tarafından yapıldığı için hem çok heyecanlandığım hem de çok korktuğum bir oyun. Heavy Rain kesinlikle eşsiz bir deneyimdi ama açıkçası hikayesi beni etkilemenin yanına bile yaklaşmadı. (Bunda fazla Agatha Christie okumamın ve katili oyunun yarısında anlamamın etkisi olabilir. Hm.) Gerçi Beyond: Two Souls'un hikayesiyle fazlasıyla kişisel bir ilişkimiz var. Umarım Heavy Rain'deki hatalara düşmeyip gerçekten mükemmel bir hikaye anlatırlar. Bir de Jodie'yi Ellen Page'in oynadığı gerçeği var. Bu da inanılmaz heyecanlanmama neden oluyor. 2013'e kadar nasıl bekleyeceğim ben?!

Hiç yorum yok: