30 Ocak 2010 Cumartesi

Huzur



Bugün çok huzurluyum ben. Her şey daha hoş geliyor gözüme.
Dershanem sadece beş ders sürdü. Hem de son günüydü. Bir hafta uyuyacağım.
Jumanji DVD'si aldım.
Kendime yeni bir klavye aldım. Hemen kanka olduk kendisiyle.
Annem en sevdiğim pastayı yaptı benim için.
Muhteşem bir film izledim...
Odam bu gece sıcacık, hiç üşümedim.
Yılbaşında aldığım ve çok sevdiğim kupamdan çay içiyorum şu anda.
Huzurluyum çok. Bu gece hep sürsün...

29 Ocak 2010 Cuma

Gitmek lazım...

Gitmek lazım... Gitmek ve dönmemek lazım...
Bu tarz bir şey vardı. Şiir, yazı ne bilmiyorum. Aklıma geldi öyle.
İyi demiş kim demişse.

15 Ocak 2010 Cuma

Unutulmuş Diyarlar Geyikleri

Evet, sınıfımızda dönen Unutulmuş Diyarlar geyiklerini unutmamak adına buraya yazıyorum. Spoiler olabilir. :D

Öncelikle;
Kitaplara Sahip Olma Durumu
Ben: Sürgün
Damla: Göç
Samet: Hiç
Tuğçe: Anayurt
Rıdvan: Kristal Parçası

Kitapların Son Bir Yıldır Bulunduğu Kişiler
Ben: Göç (Rıdvan: Kitap kızın elinde göçtü.)
Damla: Kristal Parçası (Rıdvan: Kristal Parçası da parçalandı.)
Samet: Sürgün (Rıdvan: Sürgün de sürüldü gitti.)
Tuğçe: Hiç (Seriye hiç başlamamış olan ve Anayurt'u hediye olarak alan Tuğçe: Anayurt mu? O hangi kitap ya?)
Rıdvan: Hiç (Rıdvan: Niye hep ben bu duruma düşüyorum ya? Ühühü.)

Dünya Üzerindeki Tek Nalfein Fan Kulübü
Kuruluş;
Ben: Drizzt gibisi yok ya.
Samet: Olmaz mı?! Nalfein var ya!
Damla: O kimdi?
Rıdvan: Ölmüştü ya abisi.
Ben: Hee ilk on sayfada.
Samet: O en önemli karakter serideki!
Damla: Evet, hepimiz Nalfein fan olalım!

*Daha sonra Nalfein'in öldürülüş sahnesi hemen her gün canlandırılmaya başlanır. Nalfein'i anmak adına...*

Nalfein hakkında muhabbetler;
Damla: Filmini yapsalar ne bomba olur yaa...
Samet: Nalfein'i beyaz perdede görmek isterim!
Ben: O sahneyi koymayabilirler bile...
Damla: Cidden he.
Samet: Evet çünkü Nalfein için ayrı film yapacaklar.

***

Sürgün'ü yeni bitirmiş olan Damla & Öykü: ZAAAAAAAAAK!
Rıdvan: O birincide ölmedi mi ya?
Damla: İkide geri geldi. Yine öldü.
Samet: Nalfein de son kitapta geri gelecek...

İsimleri Hatırlamaca
Ben: Drizzt, Malice, Briza, Vierna...
Rıdvan: Dinin, Maya, Zak...
Damla: Guen, Nalfein, Jarlaxle...
Samet: Alejandro!
Biz: ?!?!
Kıvırcık saçlı ve gözlüklü olan Samet: Drow hani... Kıvırcık saçlı, gözlüklü.
Ben: Heee Nalfein'in kankası olan değil mi?
Samet: Evet o!

Drizzt'in Adı Nereden Mi Geldi?
Teorinin Sahibi: Samet
Briza: Bebeğin adını ne koyacağız?
Doğan bebeğin erkek olduğunu fark eden Malice'in ilk tepkisi: Sdrizzt...
Briza: Drizzt mi?
Malice: Hıhı.

Böyle işte... Daha çoğunluk üç kitap okuduğundan fazla geyik dönemiyor. :D Yaşadıkça yazarım. :D

Busy people, going nowhere, see me soak in the rain!

Tüm gün cıstak cıstak modda Your Rain - Rage Mix dinledim. Çok eğlendim. Hep beraber kopalım. :D

13 Ocak 2010 Çarşamba

Sakura


Bunu ne zaman izlesem, "TAM KARŞINDA!" diye haykırmaktan kendimi alıkoyamıyorum.

12 Ocak 2010 Salı

Dost

Sanırım uzun süredir aldığım en iyi haberi aldım bugün.
Dila geliyor! Hem de ikinci dönem tamamen Samsun'da kalacak!
İşte budur be!
Bekle bizi sinemalar, binlerce dizi, binlerce film. Sabahlara kadar film ve dizi izleyeceğiz. Hem de hem de, İngilizce anlıyor Dila! Dünya üzerinde bir insanın yanında isteyebileceği en süper film arkadaşı Dila!
Dila Dila Dila!
Hayat güzel... :D

Günler Akıp Giderken

Blog yazmak istiyorum ama hakkında yazacak bir şeyim yok. MSN'e girmek de içimden gelmiyor pek.

Deli gibi shoujo manga okuyorum şu günlerde... Çok mutluyum bu yüzden. Kafamı süper dağıtıyor. Ayrıca Huma Destanı da okuyorum ki o da müthiş. Bir de Chuck'ın üçüncü sezonunun ilk iki bölümünü izledim. Mutluyum. Devamlı okuyor ve izliyorum.

Bir de müzik dinliyorum. Gerçi birkaç gündür sadece Salyu - Halfway şarkısını ve Şebnem Ferah'ın yeni albümünü dinliyorum.

Bir de Kara diye bir K-Pop grubu var. Onu dinliyorum. Bir bünye hem Within Temptation, hem Kara nasıl sever bilmiyorum ama kişilik bölünmesinden iyidir.
Kara çok şeker bir grup ya. Özellikle Gyuri'yi çok seviyorum. Nicole da çok taş. Seung Yeon çok tatlı. Ji Young sevimli ötesi. Hara da eh işte. Sırıtmıyor aralarında ama en az sevdiğim o. Hehe. :D
Derslerde uyumaya yine başladım. Kabus da görüyorum her gün hâlâ.

Gördüğüm güzel bir rüya vardı geçende. Flashforward gibiydi resmen. Bryce gibi onu yaşamak için yaşayacağım sanırım.

Hİİİİİİİİİ! Ben Doludizgin Yıllar'ın yeni sezonunu hiç izlemiyorum artık. İlk bölümü izledim bir. O da elimden kayıp gitmiş de şimdi fark ettim. Neyse...

MASAKI OKADA VAR YA! Ölüyorum işte onun için. :D Jim de hâlâ var ama Masaki Okada apayrı. Çünkü bir de 89'lu. Çok yakın hissettim kendime. Canım.

Halfway izledim. Hoş filmdi. Masaki oynuyordu zaten.

Hayır Alp, hâlâ Leverage izlemedim ama bugün yarın izlemeyi planlıyorum.

Öyle işte...

10 Ocak 2010 Pazar

Boku no Hatsukoi wo Kimi ni Sasagu

Bir sürü shoujo manga okudum bugüne dek. Ama ilk defa biri hakkında blog yazıyorum.
Kastettiğim shoujolar tabii Sakura gibi sihirli olanlar değil. Yoksa Sakura hakkında defalarca yazdım. Benim kastettiğim sihirsiz, okul hayatı, kız-erkek vs. olanlar. :D
Bu mangaya defalarca rastlamıştım onemanga.com'da. Her seferinde de geçip gitmiştim, hiç ilgimi çekmemişti. Sonra geçende yine karşıma çıkınca, "Yeter! Neden karşıma çıkıp duruyorsun?" dedim.
Manganın konusunu okudum ve "Neden ben bunu okumamışım ki?" dedim. İçinden herhangi bir sayfaya baktım, itici bir şey gelmedi. "Belki başını beğenmeyip bırakmışımdır," dedim, başladım ve 31 chapter da bitti. Sonra 32 geldi falan...
Çok beğendim! Öldüm bittim hatta! :D Filminin çekildiğini de öğrenince ayrı bir sevindim. Hele hele artık favori manga/anime karakterlerimden biri olan Mayu'yu Inoue Mao'nun oynadığını öğrenince sevinçten hop hop hopladım. Veee bir de Takuma'yı oynayan Masaki Okada ile tanışmış oldum ve Hana Kimi izleme isteği geldi. Hehe. :D İlk defa uzak doğulu bir erkeği ilk görüşte beğendim.
Aslında konusunu falan anlatasım yok şu anda da... :D Çok güzel bir manga. Sevgimi tüm insanlıkla paylaşayım dedim. Hani tüm insanlık benim blogumu okuyo falan. :D
Ya da yazayım kısaca.
Manga, Takuma ve Mayu isimli ikili etrafında dönüyor. Takuma, Mayu'nun kalp doktoru olan babasının hastasıdır. Doğuştan bir kalp hastalığı vardır ve yirmi yaşına gelmeden ölecektir. Mayu da onu çok sevmektedir ve yedi yaşından beri onunla arkadaştır. Birlikte büyürler vs. Mayu, Takuma'ya yirmi yaşına geldiklerinde evleneceklerine dair söz verdirtir. :D
Ben anlatınca yine güzel olmadı. Ama güzel manga ya. İkisinin birlikte büyümesini, ilişkilerinin yavaş yavaş gelişmesini güzel izliyorsunuz. Ve Mayu kesinlikle diğer salak shoujo kızlarına benzemiyor. Mayu rulz yani!
Biraz da resim... :D

Bu çizim tarzından pek hoşlanmıyorum ama hiç sırıtmıyor mangayı okurken. :D


Sevimlilik abideleri...


Bu da filmden. :D




Aradaki üç farkı bulun.

Bir de trailer koyayım da tam olsun. :D

5 Ocak 2010 Salı

Ben...

Soru sorun bana. Tüm samimiyetimle cevap vereyim. :P
http://www.formspring.me/oyqboyq

3 Ocak 2010 Pazar

He bir de...

Böyle saçma sapan şeyler karşıma 3 Ocak'ta çıkıyor!
Gözüm de bugün seğirmeye başladı yeniden!
Ve amma agresifim son günlerde.
Ve lanet olası 3 Ocak geçmek bilmiyor...

Allah Aşkına!

Biri bana şunun mantığını açıklasın:
Bir çocuğa inanılmaz aşıksın. Ve ikiniz çok süper arkadaşsınız. Yani öyle boş uzaktan aşk değil. Ciddi ciddi karakterine vurulmuşsun. Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyor...
Sonra bir gün çocuk da aşık olduğunu söylüyor.
Ama sen reddediyorsun!
Ben anlamıyorum! Biri açıklasın şunu bana! Manga karakterleri beni verem ediyor!

2 Ocak 2010 Cumartesi

Avatar

Sonunda gittim şu filme! Oh be gözüm açık gitmeyeceğim artık!
Çok güzeldi cidden. Üç boyutlu izlemek de çok süper bir deneyimdi...
Ancak bir şey çok içime oturdu...


SPOILER - DİKKAT! xD


Bu Michelle Rodriguez izlediğim her şeyde neden ölüyor?!
Resident Evil'da öldü...
Lost'ta öldü...
Hızlı ve Öfkeli 4'te öldü...
Şimdi de Avatar'da öldü...
Ne istiyorsunuz hatundan yahu?

Ay

Geçende bir arkadaşım geldi. Bir önceki gün burçların gezegenleri hakkında konuşmuştuk. Gururla "Ay!" demiştim ben. Akşam gitmiş "ansiklopedi"den bakmış. Ertesi gün yanıma geldi,
"Senin gezegenin Ay değil, Jüpiter,"diye.
Bir an mal mal baktım ona. Ömrümde duyduğum ve duyacağım en saçma cümleyi kurmuştu o an.
"Hayır, Ay olduğundan eminim!"dedim. Benim burcumu, benim gezegenimi bana öğretecek değildi ya! Hele de babamın burç kitaplarıyla büyümüşken...
"Hayır, ansiklopedide Jüpiter yazıyor!" İçimden ansiklopedi ve çeşitli organlarla ilgili pek çok hakaret geçmekteyken,
"Ansiklopedide ne yazdığı umrumda değil!"dedim. Gözlerimde yaşların biriktiğini hissettim. "Hiçbir şey bildiğin yok senin!"
Kağıdı kaptım elinden.
"Yengeç -> Jüpiter, Ay" yazılıydı üstüne.
"Bak burada Ay da var! Jüpiter olamaz!"dedim.
"Hayır, Jüpiter seninki. Çoğunluk Jüpitermiş." dedi.
Beni delirtmeye mi çalışıyordu?
Neler dedim, nasıl bağırdım bilmiyorum. Asık bir suratla çekti gitti.
Oh oldu. Bir daha gelme güzelim.
Jüpitermiş! Ben de Catherine Zeta Jones'um zaten!
Ömrümde hiç böyle bir hakarete de uğramamıştım hani!
İşte böyle seviyorum Ay'ı...