27 Mayıs 2009 Çarşamba

Breathe Your Name

But you are in my heart
I can feel your beat
And you move my mind
From behind the wheel
When I lose control
I can only breathe your name
I can only breathe your name

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Bridge To... Clouds

Yükseliyorum...
Her geçen saniye arkamda daha fazla şeyi bırakıyorum
Ve bunu umursamıyorum...
Gözlerimi yukarıya kenetlemiş, beyazlıkların arasından bir çift mavi gözün ortaya çıkmasını bekliyorum
Rüzgâr saçlarımı uçuşturuyor ama önüm hep açık
Gözler değil eller karşılıyor beni önce
Uzanıyorum, tutuyorum...
Bir sıcaklık tüm bedenimi sarıp sarmalıyor
Gözleri görüyorum sonra, beni çekip bana sarılıyor sahibi
Yükselmeye devam ediyoruz...
"Az kaldı," diye fısıldıyor kulağıma "Sonra özgürsün."
Meleklerin şarkılarını duyabiliyorum
Alkışlarını, selamlarını
Beni karşıladıklarını biliyorum
Hepsine gülümsüyorum ama en çok kollarında olduğuma
Sonunda ait olduğum yere geldiğimi fark ediyorum
Evime...

24 Mayıs 2009 Pazar

Somewhere Only We Know



I walked across an empty land
I knew the pathway like the back of my hand
I felt the earth beneath my feet
Sat by the river and it made me complete
Oh simple thing where have you gone?
I'm getting old and I need something to rely on
So tell me when you're gonna let me in
I'm getting tired and I need somewhere to begin

I came across a fallen tree
I felt the branches of it looking at me?
Is this the place we used to love?
Is this the place that I've been dreaming of?

Oh simple thing where have you gone?
I'm getting old and I need something to rely on
So tell me when you're gonna let me in
I'm getting tired and I need somewhere to begin

So if you have a minute why don't we go
Talk about it somewhere only we know?
This could be the end of everything
So why don't we go
Somewhere only we know?

Oh simple thing where have you gone?
I'm getting old and I need something to rely on
So tell me when you're gonna let me in
I'm getting tired and I need somewhere to begin

So if you have a minute why don't we go
Talk about it somewhere only we know?
This could be the end of everything
So why don't we go
So why don't we go

This could be the end of everything
So why don't we go
Somewhere only we know?

23 Mayıs 2009 Cumartesi

E3 E3 E3!




Vanille, Snow, and Lightning from FINAL FANTASY XIII! Oh yes we did. A beauty, isn't it? We've been anxiously waiting for this day for months now, and to watch it finally materialize is a great feeling to say the least. These photos were taken a few days ago, but it is now completed. If you're in the area, we suggest you go to the corner of S. Figueroa Street and Olympic Boulevard in Downtown Los Angeles, and look up. You really have to see it for yourself.

With E3 right around the corner, it's pedal-to-the-metal mode for us here at Square Enix, which means very late nights (or early mornings, depending on how you see it) and more fast food than you can imagine. There are some big things planned for you, so we're all excited about this year's E3. We've got a great lineup of products to show and word in the office is that our booth will be quite the sight. No, I take that back. It's going to be AWESOME. It's a shame that we won't be able to share it with all of you*, but if you're in the Los Angeles area, you definitely have to come check us out. From familiar heroes to new villains, soul-absorbing books to majestic keys, and floating cities to devilish towers, there's something for everyone. It's a good time to be a fan.

Anyway, that's all we can share with you today. We look forward to seeing you at E3! And be sure to check out MEMBERS during the first week of June. We'll keep you close to all the action.

*Aşırı derecede Closed Mega Theater kokuyor.

Ve Los Angeles'ta olmak vardı şimdi!!!!! O afişler... Afiş denmez gerçi. Neyse... OHA!

22 Mayıs 2009 Cuma

The Sims

Bundan çok değil iki buçuk yıl önce anneme yalvarmıştım. "Anne ne olur! Tek isteğim The Sims 2 ve onun bütün ek paketlerini zorlanmadan oynayabileceğim bir bilgisayar al." Annem de iyisinden bir bilgisayar almıştı. O zamanlarki ek paketlerle de zorlanmıyordum doğrusu. Sonra ek paketlerin suyu çıktı ve tek bir download bile olmadan inanılmaz zorlanarak oynamaya başladım oyunu.
O zamanlar neden bu kadar yalvardığımı hatırlayamıyordum. Tamam The Sims iyiydi, güzeldi, aşırı da severdim ama yine de o kadar yalvaracak kadar sevdiğimi unutmuşum.
Şimdi hatırladım. Aslında nedeni The Sims 3 değil... Sadece şu sıralar bu oyuna gerçekten ihtiyacım var. Tüm dikkatimi yoğunlaştırmak istiyorum. The Sims 2'yi binlerce download ve tüm ek paketlerle kasmayacak bir bilgisayar MUTLAKA var! Çok da öyle aşırı pahalı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Biliyorum gözüm doymuyor ama şu anda buna gerçekten ihtiyacım var.
Tüm zihnimi The Sims'e odaklamaya ihtiyacım var. Kıyafet yapmak, resimler-videolar çekmek istiyorum. Mümkünse uyuduğum saatler dışında aklımda sadece The Sims olsun. Başka bir şey olmasını kaldıramıyorum çünkü. Zihnim yoruluyor. Kaçacak noktalarım zaten sıfırlandı neredeyse, hazır bu mükemmel sığınma yerini hatırlamışken tekrar unutmadan oraya kaçayım. Kaçayım ki kırılmayayım. Kaçayım ki insanlardan uzak durayım. Kimseye ihtiyacım olmadığını tekrar hatırlayayım.
Bugüne kadar birileriyle mi geldim? Yoo. 10 yaşına kadar yapayalnızdım ben. Ve kimse olmadan, hiç kimse olmadan mutlu bir hayat sürmüştüm. The Sims, kitaplarım, hikâyelerim, resimlerim, çizgi filmlerim... Hepsi yanımdaydı ve dünya üzerindeki pek çok insandan daha mutluydum. Yalnızdım ve ayaktaydım. Bunu yine başarabilirim. Sadece bilgisayarımın daha iyice olmasına ihtiyacım var.
Her zamanki gibi yaralarımı sarıp devam edeceğim.

Ve şunları hatırlayacağım;
Asla ama asla birisinin hayatındaki en önemli kişilerden olmak hakkına sahip değilim. Bu saçma sapan fikirlere nerden kapılıyorum bilmem. Ama nedense sürekli bu ümitle yaşıyorum. O zaman da insanlardan onların veremeyecekleri şeyler istiyorum. İnsanlara bu haksızlığı yapamam. Kimseyi suçlayamam ki beni öyle göremedikleri için! Ben doğduğumdan beri bu şekilde geldim. Her insanın yeri var. Benim yerim bu. Benim yerim insanların güzel zaman geçireceği ama sonra bir başkasıyla çekip giderken belli belirsiz el sallayacağı ve daha sonra da gördüğünde gülümseyip, basit bir merhaba diyip sonra en yakın arkadaşını koluna takıp unutacağı kişi olmak. Yangın çıktığında kendimi kurtarmak zorundayım. Çünkü başkalarının kurtaracak en yakın arkadaşı çoktan olacak. Her zaman çevremdeki herkesin benden daha fazla seveceği biri olacak. Hep böyle oldu, hep böyle olacak. Bundan sonra saçma sapan hayallere kapılmayacağım. Yerimi bileceğim.
Ama madem benim yerim bu, bu yerde daha az zarar görmenin yollarını bulacağım. Birincisi, asla ama asla insanlara bana davrandıklarından farklı davranmayacağım. Birisi beni ne kadar umursuyorsa, onu o kadar umursayacağım. Kimseye yalvarmayacağım. Ortaya bir öneri atıp reddedilirsem "Sen bilirsin," diyeceğim. Kimse hak etmiyor çünkü. Herkesi çok seviyorum. Yine seveceğim. Ama artık öyle bir şeyi çok istemeyeceğim. "Ne olur şöyle yapalım," demeyeceğim. "İstersen yapalım, istemiyorsan pekâlâ." daha çok kullanacağım bir cümle olacak.

Ve yine söylüyorum, yerimi bileceğim. Bazı insanlar demek ki bu şekilde yaratılmış... Böyle olmaları gerekiyor. Neden bilmiyorum ama ne yaparsam yapayım değişmediğine göre "kader" diyip geçeceğim. Ve herkes en yakın arkadaşıyla eğlenirken ben The Sims oynayıp, hikâyeler yazıp, kitaplar okuyup, Sakura seyredip ve hiçbirinin ömürleri boyunca tahmin edemeyeceğinden daha gerçekçi, daha etkili, daha yaratıcı hayaller kurup hepsinden daha çok eğleneceğim.

Ve yine hepsini çok seveceğim. :D

Refleks

Bugün az kalsın bana minibüs çarpıyordu. Son anda geri çekildim.

Reflekslere lanet ettim...

19 Mayıs 2009 Salı

Adrenalin

Pek çok konuda yine tehlikeli sularda yüzmeye başladım. Bu adrenalin tutkumdan kurtulmam lazım...

14 Mayıs 2009 Perşembe

Hatırlamak

Bu sıralar bazı anıları hatırlıyorum. Ama anı gibi değil. Kafamda görüntü yok. Sadece hisleri hatırlıyorum. Ve bu hisleri çok özlediğimi fark ettim. Yıllar önce kaybettim o şekilde hissetme yeteneğimi. Hâlâ da bulamadım...

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Sakura ile Kero

Damla ve benim geçen sene yaptığımız dublaj! :D Bulmak zor oldu ama Antoine sağolsun sonunda elimde! :D

Damla çok süper seslendirmiş özellikle Kero'yu. Bir de ikimizin kahkahasına bitiyorum. :D Neyse yorumlarınızı bekliyorum. :P