3 Aralık 2009 Perşembe

Ey Zeki Müren'in ruhu!

Bugün sınıfta ruh çağırdık!
Ve ne hikmetse çağıracağımız ruh Zeki Müren'in ruhuydu!
Oturduk, bir çember oluşturduk. Ve nedense bu olayı en geyiğe vuran üç kişi yan yana geldik. Sol elimde Arıkan'ın, sağ elimde Rıdvan'ın eli kıkır kıkır gülüyoruz.
Uğur: Şimdi herkes gözlerini kapatsın ve aklındaki garip düşünceleri boşaltsın!!!
Arıkan: Garip derken?! (Gülüşünü bastırmaya çalışır.)
Ben: Şşş güldürme ya.
Rıdvan: Ne saçma bir ortam ya bu!

Bu sırada Iraz yanlışlıkla perdeye değer ve perde azcık aralanır. Demet'in ödü kopar ve bağırmaya başlar!
Demet: Zeki geldi! Zeki geldi!
Rıdvan: Iraz değmiş olmasın perdeye!
Demet: Hee...

Tekrar -güçlükle- konsantre olunur.
Uğur: Ey etraftaki ruhlaaar, cemmatimizi duyuyorsanız bizimle iş- ileş- iletişime geçin! (Uğur kopunca herkes kopar.)

Sonra yeniden konsantre olunur.
Uğur: Ey etraftaki ruhlaaar, cemmatimizi duyuyorsanız bizimle iş- iletişime geçin! (Uğur'un cidden bu sözcüğü çalışması lazım.)
Herkes fena halde konsantre olmuşken Arıkan gözlerinin beyazı görünecek şekilde ruh ele geçirmiş taklidi yapar ve sonunda dayanamayıp gülme krizine girer. Doğal olarak herkes onu takip eder.

Sonunda ruhun gelmeyeceğine karar verildikten sonra kahve fincanını yanına alan herkes Zeki Müren şarkıları söylemeye başlar.
Hmm gelmiştir belki de?

Bu arada ruh çağırma seansımızı defalarca bölen, sınıfın ruh çağırmaktan korkan halkına da burdan kınamalarımı gönderiyorum. :D

Hiç yorum yok: