23 Temmuz 2011 Cumartesi

Heartstrings Hakkında

Not: Dramalar hakkında yeni yazılarım için http://yunaninkoregunlugu.blogspot.com 'a uğrayın. ^^
Heartstrings şu anda güzel ilerliyor. İlk iki bölümde renk paletinden nefret etmiştim. Fragmanlardaki renkler nereye gitti diye düşünüyordum. Üçüncü bölümde geri döndüler. Bir de bazen kamera çok oynuyor. Birisinin yüzü yakın plan çekilirken bile sürekli bir sağa sola gidişler var. Sadece bir bölümde dikkatimi çekti gerçi bu, sonra herhalde insanlar ekran başında epilepsi krizi geçirmeye başlayınca bundan vazgeçtiler.

Kötü özellikleri aradan çıkardıktan sonra, beğenilerime geçersek Park Shin Hye ve Jung Yong Hwa arasındaki elektrik çok hoş. Yong Hwa'nın oyunculuğu pek harika değil evet, ama açıkçası ben You're Beautiful'dan bu yana geliştiğini düşünüyorum ki You're Beautiful'da da karakterine inanabilmiştim. Hatta You're Beautiful'da hep Shin Hye ve Yong Hwa'nın karakterlerinin kavuşmasını istediğim için Heartstrings'e baştan severek başladım.

Gyu Won (Shin Hye) ve Shin (Yong Hwa) arasındaki düşmanlığı izlemesi çok keyifliydi. İlk abayı yakan Gyu Won olsa da onun sahnelerinden ziyade Shin'in yavaş yavaş Gyu Won'a aşık olmasını izlemek çok eğlenceli. Üstelik Shin'in -başarısızca- bunu saklamaya çalışması da beni çok güldürüyor. Daha eğlenceli sahneler gelmek üzere.

Ayrıca o sahne korkusu olan çocuğun sesi mükemmel. Ekleyeyim dedim.

Ancak dizide parlayan biri varsa o da bir tanecik Kang Min Hyuk!
Tipe bak! Evde beslemek istiyorum onu.

Neyse sonuç olarak Heartstring çok hoş ilerliyor. Konu olarak yeni şeyler sunmuyor. Yan yana eve taşınma klişesini bile kullandılar. Ama bunlar batmıyor. Ayrıca geleneksel müzik ve rock müzik sentezini daha çok görmek istiyorum.

Bu dağınık yazı da böyle biter. :D

Hiç yorum yok: