3 Temmuz 2009 Cuma

Çocukluk Anıları ve Rüyalar



Hiçbir zaman şu insan bilinçaltını anlayamadım. En azından kendiminkini... Gayet istediği kişiyi istediği anda rüyasında görebilen, rüya gördüğünü fark edebilen ve onu kontrol edebilen pek çok kişiyle tanıştım. Tanıdıklarımın yarısından çoğu hatta...
Ama ben kesinlikle o gruba dahil değilim. Yıllarca rüyamda görmeyi dilediğim kişileri göremezken, hiç aklımın ucundan dahi geçmeyen kişileri devamlı görüyorum rüyalarımda.
Özellikle iki kişi var ki, beni her ay ziyaret etmekten hoşlanıyorlar. Biri bende bıraktığı çok kötü anılar nedeniyle... Diğeri ise... Bilmiyorum. Ama bu iki kişiyi de yine görmek istesem göremem.

Dün gece tamamen normal bir şekilde yatağa girdim. Bolca uyumak istiyordum. Biraz Prison Break hakkında kafa yordum. Dila'nın bahsettiği o önemli karakter kimdi? Hep bunu düşündüm hatta... Sonra uyuyakaldım. Aklımdan son zamanlarda bir kez olsun geçmemişti o ikinci kişi.

Çocukluk arkadaşım... Bu sefer gerçekten geride bırakmıştım onunla ilgili anılarımı. Çünkü artık ortak hiçbir şeyimiz yoktu. Hiçbir şey paylaşmıyor, birbirimizi görmüyorduk. Aynı anda ağzımızdan dökülen veda cümlesi de sanki onu bir daha görmeyecekmişim hissini vermişti. Ve arkadaşımı geçmişte bırakmıştım. Rüyalarımı da terk etmişti.

Derken dün gece durduk yere geldi yine. Birkaç şey söyledim ona içimde kalmış olan. Gerçekte öyle düşünmesem de rüyamda düşünüyordum söylediğim şeyleri. Kızdı biraz. Söylediklerime değil... Zamanlamama...

On altıncı yaşımın son rüyasının bu olmasını istemezdim sanırım. Ama belki de artık rüyalarımı terk ediyordur eski dostum. Artık tamamen yabancıyızdır.

Sıra diğerinde. O da terk etse ne hoş olacak...

Hiç yorum yok: