Ben: Baba amcamın cep telefonu numarasını versene. (Beni bilen bilir "versene"lerim gayet kibardır. Bir rica tonunda çıkar ağzımdan. Hiçbir "versene lan" ile alakası yoktur.)
Babam: Ne kadar kaba bir çocuksun! "Verir misin?" denir. Bu yaşta hâlâ öğrenemedin mi?
Ben: Öff...
Babam: Sonra insanlar ne biçim çocuk yetiştirmiş bu adam diyecekler. (Hep "insanlar diyecek" zaten. Ne dedikoducu bir çevresi varsa adamın, şu insanlar susmak bilmedi.)
Ben: Pek muhterem babacığım, zahmet olmazsa, değerli amcamın telefon numarasını lütfeder misiniz?
Babam: Çok ayıp!
Gidip daha önce istediği çayı koyup geldim. Bilgisayar başına oturdum.
Babam: Şeker koymadın mı?
Ben: Yanında değil mi?
Babam: Hayır.
...
Bir "ricada" bulunulmamasına rağmen şeker almak üzere kalktım.
Babam: Şu tepsiyi de götür.
Hafızası kötü olan ben tepsiyi götürdüm ama şekeri unuttum.
Babam: Eee şeker?
Gidip getirdim.
Ben: "Kızım, şekeri unuttun, getirir misin?" demen gerekiyordu.
Babam: BUNDAN SONRA SANA... blah blah blah blah
Sonuç: Öykü yine annesinin evinde alır soluğu. Ve yine ve yine sorgular ne diye gittim ki babama zaten diye.
4 yorum:
Sabır, sabır... üzme güzel canını Böyküm =)
:D Sağol Juliam. :D
Aynı benim babam *_*
bu arada yorum yazarken sayfan küfürümsü şeyi yazmamı isteti :D :
https://www.blogger.com/captcha?type=IMAGE&captchaKey=13pdjw73owpuw
pichilyz
Bana çok anormal şeyler geliyor ya. :D Az önce "buwwomi" gibi bir şey geldi. :D
Yorum Gönder