29 Haziran 2010 Salı

Gizli Bahçe

Yaşamanın en garip duygularından biri de, insanın ara sıra sonsuza kadar yaşayacakmış gibi bir duyguya kapılmasıdır. Bu duygu bazen muhteşem bir gün doğumunda, tek başına dışarı çıkıp başını yukarı kaldırıp karanlık gökyüzünün yavaş yavaş değiştiğine, aydınlandığına, bilinmeyen harika şeylerin meydana geldiğine ve güneşin insanı çığlık attıracak kadar büyüleyip kalbini durduracak güzellikle doğuşuna (ki bu olay binlerce, binlerce yıldır her sabah tekrarlanmaktadır) tanık olunurken ortaya çıkar. Bir an için ölümsüz olduğunu hisseder insan. Gün batımında, ormanda, ağaçların arasından, dalların altından ve üstünden usul usul süzülen ve ne kadar uğraşılsa da ne dediği anlaşılmayan o altın sarısı sessizliği dinlerken de insan böyle bir duyguya kapılır. Kimi zaman, milyonlarca yıldızın bekçilik yaptığı ve insanları yukarıdan izlediği gecenin koyu mavisinin o muazzam sessizliğinde de bu duygu kendini hissettirir; bazı zaman uzaktan gelen bir müzik sesi eşliğinde karşınızdaki kişinin gözleri de... - Gizli Bahçe*

*Boşuna en sevdiğim kitaplardan biri değil.

Hiç yorum yok: